31 Ocak 2012 Salı

Fransa 2011 Sevgi Acar

Merhabaaa Sn Gönüllü - II

Eeee nerede kalmıştık…
En son Montendre’a vardığımdan bahsetmiştik. Geldiğim gün Cumaydı ve home meeting yaptık ve ardından hafta sonu tatili başladı ve kuruluşumdaki gönüllülerle asıl ilgilenen kişi izin kullandı ve ben de diğer 6 gönüllü arkadaşımı evimi ve bu yıla ait beni ilgilendirecek her şeyi keşfetmeye çalıştım.

İnsanın gelir gelmesi her şeye adapte olması kolay olmuyor yani aslında kısa süre sonra alıştığınızı istiyorsunuz ama bu biraz da diğer insanlarla ilgili… Yani onların size ne kadar alıştığı vb gibi J

Derken ilk Asıl Kuruluşumun Adı: Solidaritess Jeunesses Ben Montendre adında çok büyük olmayan ve sizlerin tam olarak nerede olmamı tahayyül edebilmesi açsından Fransanın batısında Bordeaux dediğimiz Şarapları ve Futbol takımıyla şehre 40 dk mesafede olduğumu sevinçle bildiririm J
Delegasyonumun adı La Maison Des Bateleurs çatı katında ofisleri ve misafir odası bulunan bir kuruluş. Kuruluşta sürekli çalışan Audrey ve Benoit adında iki süper insan ve sürekli olarak ofiste çalışmayan ama sürekli bizlerle birlikte olan mentorümüz Yvan ile birlikte Joelle ve Michel adında sıkça ziyaretimize gelen konseyin üyeleri de var. Evimizin ikinci katında ikisi uzun dönem gönüllüler için olmak üzere 4 yatak odası bulunmakta.
Zaman zaman çeşitli workcamplar düzenlediğimiz ya da insanları ağırladığımız için diğer iki odada ranza şeklinde toplam 16 kişi kalabilecek şekilde düzenlenmiş. Zemin katta ise çok amaçlı olarak kullandığımız bir adet müzik odamız; kocaman bir mutfağımız ve oturma odamız var genellikle hep orada olduğumuz. J
İçine bazı sebzeleri ekebildiğimiz kocaman bir bahçemiz var; içinde küçük bir göl olan… Ekmek ve pizza yapmak için taş fırın ve ufak bir bambu ormanımız da var bu bahçenin içinde. Bunun dışında büyük bir atölyemiz var içinde nerdeyse birçok şeyi tamir etmeyi mümkün kılacak bir sürü alet edevat var ve bizden önceki gönüllülerin dekore ettiği BAR-Telur! Var zaman zaman parti yaptığımız J
Atölyede bizden önceki gönüllülerden kalmış kullanılmış ama hala kullanılabilir giysi, ayakkabı ve eşya bulmamız mümkün… Yani bence bir gönüllünün gelebileceği en şanslı yer…
İlk haftalarda Bahçeyi temizledik tekrar ekilip dikilebilir hale getirmeye çalıştık… Derken ben çevreyi bölgeyi insanları öğrendim gibi bir dönem geçti. Mentörümüzle birlikte hep birlikte Royan denilen kıyı şeridine geziye gittik; denize girdik; piknik yaptık; küçük bir gezintiye çıktık kaleyi ziyaret ettik ve rugby oynadık yani kısacası gerçekten çok güzel vakit geçirdim. Sonraki hafta mentörümüz bize bir akşam geleneksel Fransız yemekleri pişirdi pino denilen özel bir şarap türü denedik ve tabiî ki Bordeaux şarabı… J
Derken Audrey geldi ve bir toplantı ve takip eden hafta başlarında liderleriyle birlikte teenager bir grup geldi Paris’ten. Onlarla birlikte bir workcamp düzenledik onlar için ve bu haftanın cuma günü olan doğum günümde bu muhteşem minik misafirlerimiz benim için süper bir doğum günü düzenlediler; sürprizler yaptılar bana ve evi dekore ettiler; salonu restorana dönüştürdüler; yani kısacası süperdi J
Sonraki gün hep birlikte avrupanın 2. büyük hayvanat bahçesini ziyaret ettik J
Pizza yapmayı öğrendik birlikte… Benim için gerçekten iyi bir hafta geçti onlarla birlikte ve eminimki gençlerle çok iyi vakit geçirip onların da beni sevmesini sağlayabiliyorum… J
Sonraki hafta biraz buruk geçti çünkü ev pek bir sessiz geldi bana derken Montendre’da büyük fuar dedikleri yeni bir faaliyet olacağını öğrendik ve bu etkinlik için dörder saat çalışacağımızı da tabi J ve akabinde kuruluşumuzun yapacağı toplantıya delegasyon olarak ev sahibeliği yapacağımızı tabiî ki de J
Bu büyük fuar etkinliğinde ilk kez Montendre’ın yerel halkından insanlarla çalıştık sohbet etmeye çalıştık İngilizce Fransızca karışık ve farklı bir tecrübe oldu benim açımdan J
Derken o gece gelmeye başlayan toplantı katılımcıları için haftasonunu organize ettik kimler bu grup için ne zaman mutfak takımı olacak kim nelerden sorumlu falan… Çünkü toplam 35 kişiydik J Ama korkmayın bu ev 35’ten çok daha fazla kişiyi de ağırlayabilir sadece biraz tabi zor oluyor ama korkunç değil çünkü farklı insanlarla tanıştığınız için çok mutlu oluyorsunuz onlardan bir şeyler öğreniyorsunuz ya da Fransızca konuşmaya çalışıyorsunuz vb gibi gibi J
Derken öğle yemeğini yerken biriyle tanıştım mesela ve Nimes’den olduğunu öğrendim ve ben de ona önümüzdeki Salı Varış Sonrası eğitimi için Nimes’e gideceğimden bahsettim ve o da bana Pazar günü kendi arabasıyla Nimes’e döndüğünü istersem benim onunla gidebileceğimi söyledi derken tabi Audrey’e sormamak olmaz o da eğer gidersem bir gün Nimes’deki delegasyonun evinde kalabileceğimi fakat bir gün onların gönüllüleriyle çalışmam gerektiğini söyledi ve tabiî ki ben ok dedim derken bu şekilde diğer bir delegasyonu ziyaret etmiş ve oradaki gönüllülerle tanışmış oldum J
Nimes’deki gönüllüler bir kilisenin restorasyonunda çalışıyorlar ve bazen de bahçede biz birlikte kilisenin modernize edilmek için yapılmış olan sıvasını temizlemeye çalıştık orijinal duvardan fakat bu bahsettiğim kilise yaklaşık bir saat uzaklıkta evlerinden… Yani kısacası kesinlikle evimden ve evimize 15 dk mesafede olan Montendre Kalesi’nde çalışmaktan müthiş mutluyum J
Derken Nimes’den Somierre’e geçtim On-Arrival için ve uzun zaman sonra ilk kez Türk arkadaşlar gördüm J Polonyalı üç kızla aynı odada kaldık Somierre tarihi, küçük ve güzel bir şehir diyebilirim. Büyük nehriyle ve yaz sezonunda tatil için muhteşem meşhur olan bir yer bence. Ama sonbaharda da renklerin değişimini görebildiğiniz için ve 17 farklı ülkeden gelen gönüllüleriyle onların projeleri ülkeleri hakkında birçok şey öğrendiğimiz için de şanslı sayıyorum kendimizi. Otel olarak süper 5 yıldızlı bir yerde kalmasak ve yemeklere bayılmasak da benim için pek önemli bir sorun teşkil etmiyor. Sonuçta aç kalmadık ama eğitmenlerin tutumu ve tavırları bence grup dinamiğini yükseltmek için yeterli değildi.

Sanki ben bu işi yıllardır yapıyorum çoluk çocukla yüz göz olamam havası sezdim sadece bir tanesi motiveydi diğerlerinden farklı olarak ama bence o da gereğinden fazla tecrübesizdi bana göre. Yani normalde geçen süper eğitimler gibi değildi. Benim için en süper gün son gündü çünkü yapılan aktive son gün beni motive etti ve mutlu etti; ilgimi çekti diyebilirim. Genel olarak vasattı ama yine de güzeldi tabiî ki… Ve evimi ve gönüllü arkadaşlarımı ne kadar çok özlediğimi anlatamam eve döner dönmez hepsini belki 15’er kez öpmüşümdür J

Ve derken kalede çalışmaya başladım ve o hafta ufak bir bisiklet kazası geçirdim yolda ufaklıklara çarpmamak için. Ve bu haftasonu St. Emilion denilen şaraplarıyla ünlü küçük bir yeri ziyarete gittik hep birlikte güzel hoş bir gezi oldu; bol bol fotoğraf çektik derken dönüş yolunda Fransız gönüllü arkadaşımın kullandığı aracımız karşıdan gelen araçla çarpıştı ve birkaç sn döndükten sonra ultra süper dar olan yolun sol tarafına savrulduk ve yolun kıyısındaki çukura gömüldü araç fakat şans eseri hiç kimseye önemli bir şey olmadı. Ben Anne-Laure’un tam arkasında oturuyordum ve bir an için gerçekten dondum kaldım diyebilirim… Çünkü bu benim ilk trafik kazamdı ve beni etkilemesinin diğer bir sebebi de 2010 Eylül’de ağabeyim çok ciddi bir trafik kazası geçirdi yaklaşık 6 ay’ı aşkın süre hastanede kaldı ilk ay doktorları durumu hakkında hiçbir yorum yapmadı. Ağabeyimin arkadaşları ve hocalarıyla yaptığı bu kazada iki hocası hayatını kaybetti ve ağabeyim hala fizik tedavi görmesi gerektiğinden okuluna devam edemiyor hala ve ailem o tarihten itibaren genel olarak tüm hayatımızı onun durumuna göre tekrar organize etti ve birincil olarak onunla ilgileniyor…

Ağabeyimi kaybetme korkusu gibi yaşadığım bu tecrübenin sebebi trafik kazası iken Emniyet kemerinin önemimin ne denli olduğunu bir kez daha paylaşmak isterim…
Ve bu durumu aileme anlatmamın ne derece zor olduğundan bahsetmek gerek… bla bla
Ve bu olayın olduğu ctesi gününden sadece iki gün sonra kuruluşumuzun toplantısı için Vauniere’e yani Fransanın tamamiyle Doğusuna gitmemiz gerekiyordu.Yaklaşık olarak 10-12 saat arasında süren bir yolculuk ve kendi arabamızla gitmemiz gerekiyordu çünkü bu bu delegasyon Alplerde 1400 metre yükseklikteydi.

Derken Kuruluştakileri aradık Polis geldi Çekici geldi; ambulans geldi ilk sorusu emniyet kemerinin takılı olup olmadığı hepimizden hastaneye gitmek isteyip istemediğimizi sordu ve gitmek istemediğimize dair kâğıt imzalattı. Bir süre orada bekledik Michel’in gelmesiyle birlikte eve döndük. Tamamiyle sakin geçen bir Pazar gününde yolculuk için hazırlık yaptık ve pazartesi sabah erkenden yola çıktık.

Yol bitmek bilmedi desem yeri vardır ve itiraf etmeliyim bir ara kaybolduğumuzu düşündüm J

Devamı yapım aşamasında… J
Çok yakında tekrar görüşmek üzere…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder