2.2.2016
Tuğba Akın Ocak Ayı Raporu
Aralık ayındaki yoğun telaştan sonra Ocak ayı son
derece sakin geçti diyebilirim. Öncelikli olarak Koordinatör ofisimizde 4 ay boyunca neler yaptığımızı, sorunlarımızı
ve önerilerimizi paylaştık. Geçmiş
yıllarda proje üretmiş gönüllü arkadaşlarımızın projelerini inceleyerek fikir
sahibi olduk. Kendi üretmek istediğimiz projelerimizi anlatarak bunlar üzerinde
hep beraber kafa yorup geliştirmeye çalıştık. Şimdiden söylemek belki erken ama
sanırım birçoğumuz buradan güzel ve keyifli projelerimizi bitirerek
ayrılacağız.
Gönüllü olduğum okulda ise, iki haftalık Christmas
tatilden sonra artık tamamen oturmuş düzenimde devam etti diyebilirim. Buna ek
olarak okuldaki bazı çocukların örgü örme isteği ve benimde biraz olsun biliyor
olmam sonucu her pazartesi günü iki saat beraber atkı örüyoruz. Bunun dışında
sınıfça iki saatimizi ayırarak film salonunda film izledik, oyunlar oynadık.
Okuldaki tüm öğretmenlerle birlikte düzenlediğimiz kahvaltı buluşmasında ise
masada gördüğüm hemen her şey bizim mutfağımızdandı. Almanların Türk mutfağına
hayran olduklarını söyleyebilirim.
Berlin’de ise genel olarak soğuk ve kar yağışının
yoğun olduğu bir hava vardı. Uzun bir süre kar yerden kalkmadı diyebilirim.
Sanırım buraya geldiğimden beri geçirdiğim en soğuk günlerdi. Ankara’da okuduğum
için soğuğa alışkınım fakat maalesef yaklaşık on gün kadar hastaydım bu süreçte
projeme de gidemedim. Ev arkadaşlarımın da benim gibi hasta olmaları yüzünden
hepimiz evde olunca en iyi fikir olarak hepimizin ülkelerine ait (Danimarka,
İspanya ve Avusturya ) yapımı filmler izledik.
Bu ay içerisinde birkaç müze gezme fırsatım da oldu.
Berlin National History Museum, tüm Alman tarihini görebildiğim oldukça büyük
ve donanımlı bir müzeydi. Üniversite hayatım boyunca eserlerini okuduğum ve
üzerine derslerde konuştuğumuz Kant gibi dünyaca ünlü felsefecilerin orijinal
eserlerini görme şansım oldu. İkincisi ise, Museum für Kommunikation Berlin, özellikle
Alman İletişim Tarihini görebildim. Son olarak, Museum für Naturkunde . Aklınıza
gelebilecek tüm hayvanların ve canlıların anatomisinin sergilendiği ve şu ana
kadar gördüğüm en iyi müzelerden biriydi diyebilirim.
Havaların ay sonuna doğru biraz ısınmasıyla beraber
Danimarka, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerden gelmiş ve gönüllü olarak burada bulunan
arkadaşlarımla beraber Botanischer Garten’a gittik. Çok büyük bir alana
yayılmış içerisinde küçük bir göl, dünyanın bir çok yerinde yetişen bitkilerin
bulunduğu seralar ve bir müze bulunmakta. Çok keyifliydi diyebilirim.
Kısacası
Ocak ayı sakin ve sanırım arkadaşlarımla beraber şu ana kadar burda olduğum en
güzel anıları yaşadığım bir aydı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder