12 Kasım 2016 Cumartesi

BİLGESU HER GÜN HARİKA İNSLARLARLA TANIŞIYOR

Ülke:  İspanya
Şehir :  Almeria
Koordinatör Kuruluş : Sunseed Desert Technology
Ev sahibi Kuruluş : Sunseed Desert Technology
Proje Adı : Sunseed Desert Technology - Eco-community
Başlama Tarihi : 30.09.2016
Bitiş Tarihi :  28.02.2017

Merhaba:)

Mart ayında başlayan başvurular, görüşmeler, anlaşmalar nihayet -gecikmeleriyle de beraber- son buldu ve ben neler olduğunu çok da anlayamadan projemdeki ilk ayımı dolduruyorum.

Bu ilk ayda çok fazla şey olduğu için vizeyi alıp gelişimi ve projedeki ilk ayımdan bahsedebileceğim yalnızca. Proje başvurusu ve kabul süreci ikinci aya kalacak maalesef.

Vize başvurumu yapmak için öncelikle konsolosluktan randevu aldım. Bu konu biraz kritik, randevuyu VFS GLOBAL aracılığıyla alıyorsunuz ve genellikle o ayın randevuları, ayın ilk haftasına kadar doluyor. Bu belki de mevsime göre değişen bir durumdur, ama ben 13 ağustosta aradığımda ancak ağustos ayı dolmuştu ve eylül randevularını ağustosun son günü açtılar (bunun için de bıkmadan 20-30 ağustos arası her gün VFS'yi aradım). Sonuç olarak 30 ağustos günü 7 Eylül tarihine randevu alabildim. Konsolosluğun sitesinde evrak listesine de ulaşamıyorsunuz, neyse ki GENÇTUR önceki gönüllülerden aldığı bilgilerle size bu konuda yardımcı oluyor. Bunlara ek verebileceğim tek ipucu vize formunda giriş-çıkış durumunu multi seçeneğini işaretlemeniz olacak.

Konsolosluk, başvurumun ardından bayram tatiline girmiş olmasına rağmen 22 Eylülde beni pasaportumu almam için aradılar. Yani toplamda 7 iş günü beklemiş oldum. Ben başka bir şehirden gittiğim için 26 Eylülde pasaportumu teslim aldım ve konsolosluktan çıkar çıkmaz Gençtur'a gidip 29 Eylül için biletimi aldım. *Bir önemli konu daha, konsolosluk sizi aradığında vizeniz ile ilgili bilgi vermiyor. Yani pasaportu teslim alana kadar onay alıp almadığınızı ve vizenin hangi tarihten itibaren başladığını bilmiyorsunuz. O yüzden biletinizi almak konusunda acele etmeyin. Beni 22 Eylülde aramışlardı fakat vize başlangıç tarihim 28 Eylül olarak verilmiş.

Bu arada Ulusal Ajans'ın cevabı geciktiği için 1 ağustos-30 ocak arasında 6 ay sürecek olan projem cevabın gelmesiyle 1 eylül- 30 şubat arasında gerçekleşecekti. Eğer gecikme durumu sizden kaynaklanmıyorsa proje süreniz kısalmıyor, meraklanmayın. Hatta ben vize sürecinden dolayı gecikme yaşadığım için kurumum bana ulusal ajansla görüşüp bitiş tarihini 30 marta çekmeyi bile teklif etti. Benim vizem 28.09.2016-10.04.2017 tarihleri arasında 180 gün boyunca schengen ülkelerinde geçerli olacak, multi, d tipi vize olarak verildi. Açıklama kısmında da bu süre içerisinde geçerli olacak bir N.I.E(Foreigner’s Identification Number) 'ım var. Fakat ben projemi mart ayının sonuna kadar uzatmak yerine, o süreyi gezmeye ayırmayı tercih ettim. Bu karar tamamen siz ve kuruluşunuz arasındaki ilişkiye bağlı, tercihi size bırakıyorlar.

Yola çıkmadan önce Zafer Bey beni oturum için yerel polise gitmem konusunda bilgilendirmişti. Fakat, birazdan yazacağım durumlar ve aksilikler yüzünden bu işlemi koordinatörlerimle konuşma fırsatını ancak 4. haftamda bulabildim. Bulunduğum projeye, bugüne kadar Türkiye'den, hatta Avrupa Birliği ülkeleri dışından hiç gönüllü gelmediği için buradaki kimsenin bu süreçten haberi yoktu. Bulunduğumuz şehirdeki EVS koordinasyonlarını sağlayan ajansla bir dizi yazışma sonucunda benim vizem için böyle bir işleme ihtiyacım olmadığını öğrendik.

Sonunda yola çıkıyorum. İstanbul'da bol koşuşturmalı bir haftanın ardından, bileti aldığım gece -yola çıkmama 2 gün kala-  hayatta en korktuğum şey başıma geldi ve hasta oldum. Normalde çok sık antibiyotik kullanan bir insan olmadığımdan yanıma antibiyotik almak (daha doğrusunu hangisini alacağım?!?) gelmedi. Yanıma yalnızca; propolis, aktardan alınmış karışımlar, doğal pastiller, karbonat ve ilaç olarak aklıma gelen tek şey olan bir kutu majezik'i alıp yola çıktım.

Proje alanım olan şehre ucuz bilet bulamadığım için İstanbul-Paris, Paris-Malaga uçuşuna bilet almıştım. Gece yarısı Malaga'da olacağım için geceyi otogara yakın bir hostelde geçirecek ertesi gün Malaga-Almeria otobüsüne binecek, Almeria'ya vardıktan 30dk sonra kalkacak olan (ve o gün içindeki son otobüs olan) Almeria-Sorbas otobüsünü yakalayacaktım. Sorbas kasabasıyla proje alanım arası 8 km olduğu için elimdeki pusuladaki restoranı bulacak ve taksi çağırmaları için ricada bulunacaktım. Planım aynen işledi ve 30 eylül cuma günü akşam 6 civarında proje alanımdaydım. Kapıda proje alanımdaki eğitim kordinatörüyle karşılaştım ve beraber alanı gezmeye başladık. Bir çoğunu bildiğim (bazıları gerçekten süpriz olan) durumlarla sırasıyla yüzleşmeye başladım.



Projem, İspanya'nın Endülüs bölgesinde, Avrupa'daki tek çölün ortasından geçen bir derenin kenarında kurulan, yıllar önce terkedilmiş bir köydeki eko-yerleşkedeki (adı sunseed) günlük işlere yardım etmek ve burası için bir proje geliştirmek üzerineydi. Köyün tamamı (toplamda 30 civarı ev var fakat şu an sadece 10 hanede yaşayan var) offgrid, yani şebekeden bağımsız. Bu şu demek: elektrik, su, kanalizasyon gibi altyapı sistemleri bulunmuyor. Sunseed'e ait 4 ev için ihtiyacımız olan suyu pompayla dereden alıyoruz ve kimyasal kullanmadan arıtarak dereye geri veriliyor. Dengeyi bozmamak için de evde ve günlük hayatımızda toksik içerikli hiçbir ürün kullanılmıyor. Yani bu şehirdeyken kullandığımız şampuan, diş macunu, duş jeli-sabun, parfüm, krem vs. ne varsa hepsine veda etmek demek. İhtiyacımız olan her türlü ürünü kendimiz üretiyoruz.
Elektrik ve sıcak su için güneş panellerini kullanılıyor, ki bu da hava koşullarına ve burada kalan insan sayısına bağlı olarak oldukça kısıtlı. Bu yüzden buzdolabı, çamaşır makinası ve aklınıza gelebilecek bir çok elektrikli alet de tabi ki mevcut değil. Mesela, bugün hava bulutlu olduğu için ve güneş panelinde bir arıza çıktığı için bu yazıyı karanlıkta yazmak zorunda kaldım :).



Bu tabloda elektrik kullanım önceliği, pilin doluluk oranları ve haftalık hava durumu bulunuyor ve her hafta güncelleniyor.  >>>>>



Tuvalet için evden yaklaşık 50-60 metre uzaklıktaki tarım alanlarındaki kuru kompost tuvaletleri kullanmak gerekiyor. Yaşadığımız iki evin arasında kadın ve erkek için pisuarlar bulunuyor. İçme suyu ihtiyacı kışın yağmur suyundan, yazınsa yakınlardaki başka bir köyün çeşmesinden karşılanıyor. Gün içerisinde sustainable living, appropriate technology, drylands managment, eco-construction and maintenance, organic garden departmanlarından dilediğinizde çalışabiliyorsunuz. Öğleden sonraları da kendi projenizi hazırlamak için değerlendirebilirsiniz. Her salı sonraki haftanın öğle ve akşam yemeklerini hazırlamak için bir liste yapılıyor, kahvaltı hazırlama sırası ise iki ayda bir yenileniyor. Yediğimiz ürünler kendi bahçemizden geliyor, yetmediğinde yerel üreticilerden alınıyor. O yüzden vejetaryen besleniyoruz, hatta çoğu zaman vegan bile olabiliyor.

Ortalama 25 kişi aynı anda 4 evde yaşıyoruz; buraya bir haftalık ya da 1 yıllık (tamamen tercihinize kalmış) gönüllü, öğrenciyseniz stajyer ya da başvuruda bulunup kordinatör olarak gelmeniz mümkün. Buranın çok konforlu olduğunu söyleyemeyeceğim ama benim açımdan her şey yolunda gidiyor, gelmeden önce koşullardan haberdardım ve açıkcası bunu deneyimlemek beni çok heyecanlandırdı.

Gelelim benim ilk haftama (nihayet!:D)... Buraya gelene kadarki aktarmalar ve koşuşturmalarda rahatsızlığım gerçek bir hastalığa dönüştü ve ben sunseed'deki ikinci gecemde su bile içemez hale geldim. Bademciklerim şişmişti ve yutkunamıyordum bile. Pazartesi günü, randevu alıp Sorbas kasabasındaki hastaneye gittik. **Hastaneye giderken yanınıza pasaportunuz ve CIGNA kartının yer aldığı kağıdın çıktısını almanız önemli. Sadece CIGNA numaranız işe yaramıyor maalesef. Bir haftalık antibiyotik kullanımının ardından iyileştim tabi. Günlük işleyişe dahil oldum.

Üçüncü haftamı diğer şehirlere gelen gönüllüler ve eğitmenlerin katılımıyla Murcia şehri yakınlarında, küçük bir yerleşimde geçirdik. Training haftası gerçekten çok keyifli geçiyor. Diğer gönüllülerle kaynaşmanız, EVS'le ilgili kafanızdaki soruları gidermek için gün boyunca etkinlikler planlanmış. Eğitimin ardından hafta sonunu geçirmek ve diğer gönüllülerin kaldığı yerleri de görmek için aynı projeden geldiğim arkadaşımla Murcia'ya gittik. Şehirde yaşayan ve çalışan gönüllüler için yaşam şartları bize göre çok daha kolay ve konforlu fakat bir hafta geçmesine rağmen ben Sunseed'i özlemiştim bile. İlk ay olanlar özetle(!) böyle. Her şey yolunda ve her gün harika insanlarla tanışıyorum. Hasta luego! Muchos besos, chicos!



***Bu arada yurtdışına çıkmadan önce yapılacaklara son bir madde: Gelmeden önce mutlaka European Youth Card çıkartın, bir çok şeyde indirim sağlıyor. (eyca.org adresinden detaylara bakabilirsiniz.)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder