6 Haziran 2011 Pazartesi

Özgür ilk ayında Fransa’dan bildiriyor.


Özgür Yıldız, Saint Jean d’Angély’den bildiriyor:

Merhabalar, Buraya geleli tam bir ay olmuş. En zoru ilk ay diyorlardı, zorlu bir vize sürecinden sonra buraya gelince açıkçası ben hiç bir zorluk hissetmedim. İstanbul’daki bürokratik işler daha zordu.

2 Mayıs’ta Fransa’ya geldim, dilini neredeyse hiç bilmediğim bir ülkeye. Başta çok fazla zorluk çekerim diye düşünmüştüm, malum bir efsanedir Fransızların İngilizce konuşmaması ama hiç umduğum gibi olmadı. Burada İngilizce bilen herkes bana yardımcı oldu/oluyor. Tabii ki hiç kimsenin anadili olmayan bir dilde konuşmanın zorlukları var. Basit anlatmak, basit düşünmek zorundasınız. Bu kendinizi basitçe ifade etme hali sizi biraz basit gösterebiliyor.

Açıkçası ilk haftam kültür şokunu atlatmakla geçti. Çok fazla bir şey yapabildiğimi söyleyemem. CCE’nin çalışanlarıyla tanıştım, yaşadığım kasabada ufak keşiflere çıktım o kadar. İkinci hafta ise buradaki yeni arkadaşlarım ile birlikte bir barbekü partisi/konsere gittik. Küçük bir kasaba için oldukça etkileyiciydi diyebilirim. Ardından da her şey istediğim gibi gelişti zaten. FJT adı verilen yurtlarda kalan bir sürü yaşıtım arkadaşım oldu/oluyor.

Kaldığım yere gelecek olursak; Burası eskiden Kraliyete ait bir manastırmış. 20 yıl kadar önce Avrupa Birliği tarafından kültür merkezine dönüştürülmüş ve içine de küçük bir konaklama merkezi yapılmış. Yaklaşık 50 odalı bir hostel gibi. Elbette bir otel konforu yok ancak sürekli sıcak su – internet vb. temel ihtiyaçlarınızı karşılamakta sıkıntı çekmiyorsunuz. Burada kalmamın bir avantajı da çeşitli ülkelerden bir çok insanın etkinlikler boyunca geldiklerinde burada konaklamaları. Böylece yeni bir çok insanla tanışma fırsatım da oluyor/olacak.

Yemek konusunda, burada büyük bir mutfağımız var (ortak kullanıyoruz) ve istediğimiz her şeyi yapabiliyoruz. Bazı zamanlarda –etkinlik olduğunda- mutfağı kullanmak zorlaşsa da, şimdilik hayati bir sorun değilmiş gibi görünüyor.

Son olarak, Mayıs’ın son haftasında Fransa’nın kuzeyinde Redon’da bir haftalık AGH seminerine katıldık. Gerçekten geçirdiğim en güzel haftalardan biriydi. Fransa’ya diğer ülkelerden gelmiş olan on gönüllü ile birlikte hem Fransa’yı hem Redon’u tanıyabileceğimiz aktiviteler gerçekleştirdik ve buradaki haklarımız konusunda bilgilendirildik.

Bu noktada değinmem gereken önemli bir mesele var. Ben ilk geldiğimde bana sadece cep harçlığım (125 euro) verilmişti. Ancak Redon’a gittiğim zaman öğrendim ki, host organizasyonları benim yemek masrafımı da karşılamalıymış. Redon’daki direktörler ile konuştuk ve döndüğüm zaman bunu sormamı istediler. Ben de geldiğimde buradaki direktörüm ile konuştum ve bana ilk olarak daha önceki gönüllülerine de sadece cep harçlığı verdiklerini ama konuyu araştıracağını söyledi. Ardından benim haklı olduğumu ve yemek için ek olarak aylık 200 Euro vereceklerini iletti. Eğer AGH seminerine katılmamış olsaydım, bütün bir yıl ayda 125 Euro ile geçinmeye çalışacaktım. (: Tabii ki 200 Euro’nun yetip yetmeyeceği konusunda emin değilim (bu verilmesi gereken minimum miktarmış) bu konuda da bir ay boyunca alış-veriş / yemek fişlerimi toplayarak bir hesap yapacağım. Eğer masraflarım 200 Euro’nun üstünde oluyorsa tekrar direktörüm ile konuşacağım.

Bu sıkıcı yemek/para hesaplarından sonra, bu akşam başka bir konser varmış, birazdan hazırlanıp ona gideceğim. Önümüzdeki ay Paris’ten bildireceğim!

Sevgiler!

Özgür Yıldız
04 Juni 2011

2 yorum:

  1. Merhaba Özgür,
    Bir evs gönüllü adayı olarak yazdıklarını büyük bir keyifle okudum.Sana sormak istediğim bir şey var.Açıkçası benim aklımı çok kurcalıyor.Sen üniversite bitirir bitirmezmi evs yapmaktasın? eğer öyleyse bir kaç önerine ihtiyacım olacak.
    Bu arada kolay gelsin..Keyifli güzel günler seni bekliyor..iyi çalışmalar ve eğlenceler:)

    YanıtlaSil
  2. Merhaba özgür,
    Vize sürciyle ilgili biraz bilgi verebilir misin acaba? Hangi statüdeki vize ye başvurdun? Uzun süreli ziyaretçi vizesine mi?
    Teşekkürler

    YanıtlaSil