24 Ocak 2012 Salı

Fransa 2011 Sevgi Acar

Veee sonunda Maison de la bateleurs

Merhaba,

EVS gönüllüsü olmak isteyen arkadaşlar!

Evet Fransızca öğrenmek istiyordum ve bu nedenle Fransa’daki kuruluslara basvurdum. Genelde “Maalesef şu an bir gönüllüye ihtiyacımız yok ama bir dahaki başvuru döneminde hala bir proje arıyor olur iseniz tekrar başvurun vb etc bla bla… ile yanitlaniyordum.

Arkadaslarimla konustum ailemle de. Kimisi bosver once okulunu bitir diyordu. Kimisi dusuncemi destekliyordu da iste ben hala beni gonullu olarak alacak kurulusla irtibat kuramadim.
EVS gonullusu arayan kuruluslara CV ve Motivasyon mektubu gondermeye devam ettim ama tabiki bir sure sonra bu basvuru heyecanimin siddeti ilk baslardaki gibi degildi. Ama vazgecmedim ve olacagina inandim.
Belki de dogru zaman simdi degildi diye dusunuyordum. Ve EVS konusunda daha aktif olan ve ortak konusunda sikinti cekmeyen GENCTUR’a basvurdum. Zafer Bey’le yuz yuze gorusme yaptik.
Daha sonra Genctur’da Bahadir calismaya basladi ve Genctur daha da aktif oldu ve sanirim gonderdigi gonullu sayisi 100’u coktan gecti.
Her neyse boyle zaman akip giderken 3 yil gecmis ben bu sevdaya duseli ama bir gun Tel’um caldi ve Bahadır bana: “Bir yıllık bir proje için gitmek ister misin?” diye sordu.

Bir an ne diyeceğimi bilemedim ama sonunda oldu! Şaşırdım evet tabiî ki çok isterim ama bu durumu ailemle görüşmem gerek onların beni destekleyeceğinden eminim fakat öncelikli olarak yine de sormam gerekir é dk sonra sana doncem dedim ve Bahadır’ı geri aradım ve kesinlikle evet dedim!! :D
Eee noldu? Şimdi diyecekseniz önce bir beni tanımanız gerek şahsen ben kendim olaraktan dünyanın bazen en şanslı bazen de aynı anda en şansız kişisi olabiliyorum bu nedenle bence okumaya devam etmenizde fayda var… J

Bu arada ben 2011 şubatından beri bir yerde çalışmaya başlamıştım ve tabiî ki de EVS için işi bırakmam gerekiyordu ve evimi esyalarimi tum duzenimi iptal etmem ailemin Istanbul’daki evine tasimam gerekiyordu. Yani cok fazla seyi halletmem gerekiyordu.
Evet uzun bir sure bunun icin cok ugrastim ama oldugunda daha da ugrasmaniz gerekiyor.
Vize almaniz icin ihtiyaciniz olan davetiye mektubunuzu derhal Ev Sahibi kurulusunuzdan talep etmeniz gerekiyor.
Ve benden size kucuk bir tavsiye sizi kabul eden kuruluşun tek derdi siz değilsiniz bu nedenle onlardan bir şeyler beklemeyin kesinlikle!!
Siz isteyin!
Siz sorun!
Mesela ben projeye ok dedikten sonra ne olacak diye bekledim…
Neyi beklediğimi ben de bilmiyorum saçmaladım işte
Ne diyecektim ki? Diye düşünüyordum ya da onlar yönlendirirler herhalde
Hata 1 : projeye gideceğinize dair ok verdiğiniz ve ok aldığınız andan itibaren Davetiye mektubuna ihtiyacınız olduğunu hatırlatmanız ve hatta ısrarla istemeniz gerekiyor…

Gideceğiniz yerle ilgili bilgi sormalı ve hatta mümkünse oranın eski gönüllüsü ya da şu anki gönüllüleriyle irtibata geçip birebir canlı örneklerin orayla ilgili deneyimlerini sizinle paylaşmalarını sağlamanız gerçekten de gideceğiniz ve de yapacağınız şeyle ilgili kafanızda bir goruntu oluşturmanızı ve ileriyi daha net görmenizi sağlayacaktır.

Kafana takılan ya da her şeyi sor daha sonra yoluna takılmasından iyidir! ;))

Yolculuk biletlerini alacaklar mı? Yoksa sen gittikten sonra geri ödeme mi yapacaklar bununla ilgili kesinlikle mutabık bir karara varılmış olmalı çünkü son dk ben haftaya kadar izinliyim sen gelince geri ödeme yaparız have a nice trip diye bir e-posta alırsanız eger
lütfen şaşırmayın! Ve her yil sizin gibi belki 100’lerce gonullu kabul eden bir kurulus oldugunu dusunerek sagduyulu olmaya calisin.
Bildiginizi dusundugunuz seyleri teyit etmek icin sorun ve bilmediklerinizi kesinlikle sorun!

Bu olay sadece sizin için yeni…
Bazen tecrübeli olanlar da birçok şeyi otomatiğe bağladığından ilk kez böyle bir deneyime girişecek bir insanın penceresinden bakmaktan uzaklasabilirler...
Bu nedenle her şeyi en başından konumakta fayda var:
Bir işe baş koyduğumuz çekimser olmak gibi bir lüksümüz yok her şeyi öğrenmek için ya da en az hatayla bu deneyime sahip olmak için her şeyi sormak zorunda olduğumuzu öğrendim!!

Diğer bir deyişle kimse sizin ne hissettiğinizi ya da nasıl hayal ettiğinizi bilemez bu nedenle nasıl anladıysanız böyle mi yoksa şöyle mi diye sormanızda fayda var!!

Veee Gelelim yolculuğumuzaaa…

Kurulusumun koordinatöru bana ne zaman biletleri ya da nasıl geleceğimi sorsam sürekli sen vizeni al gerisi kolay gibisinden yanitliyordu e-postalarimi. Davetiye mektubuna ihtiyacım olduğunu da konuştuğumdan projemin gerçek başlangıcında başlayamamıştım. Sonunda Eylül’ün 5’inde yollanan davetiye mektubu Türk postasının o muazzam ilgisi ve araya bayram tatilinin de girmesiyle 21’inde ancak ulaşabildi. Orijinal imzalı olan davetiye olmadan konsolosluğa başvuramayacağımı anlatmam da zaten 3 günümü almıştı.
Neyse ki sonunda vize randevusu aldım ve 3 gün sonra gel dediler gittim geç kalmıştım fakat görüşme yaptığım bayan çok ılımlıydı ve benden formları doldurmam ve kısa bir özgeçmiş tarzında ne yaptığımı ve sonrasında ne yapacağına dair bilgi veren bir mektup yazabilmem için bana zaman verdi. Ben neredeyse tüm belgelerimi orada yazip verdim diyebilirim.
Sonraki Cuma gelip alabileceğimi söyledi. Kuzenim gitti benim için almaya tabiî ki kimlik fotokopimi vermiş olmam yetmedi bana verilen yeşil renkteki teslim fişinin orjinalini de goturmek gerekiyormus ve tabiî ki taratıp göndermeyi falan kabul etmediler. Daha sonra kendim gidip aldım.
Neyse ki ben vizeyi almıştım ve merakla benim vizeyi almamı bekleyen koordinatöre e-posta gonderdim fakat yanıt gelmedi; ctesi ve Pazar geçti pazartesi geçti ve ben hala beklemekteydim… Ve şok etkisi yaratan bir e-posta ulaştı Salı günü öğleye doğru:
“ haftaya salıya kadar yokum sen biletini Bahadır’la al ya da nasıl istersen gelince geri ödeme yaparız… Ev sahibi kuruluşun çok heyecanlı(!) seni bekliyorlar onlar seninle irtibata geçecekler…”
Son dk nasıl bordeauxa gideceğime kendim karar vermeliydim ve ilk haftasında gitmek durumunda olduğumdan hızlı karar verip hızlı haraket etmeliydim.
Gün Salı ayın 3’ü ve ben en fazla 3 gün içinde halletmeliydim...
Neyse ki üstesinden geldim tabii….


But How??
Ev sahibi kuruluşumdan gelen sıcak bir mail daha iyi hissetmemi sağladı ve araştırmalarım sonucu en uygununun Paris ten aktarma yapmak olduğuna kanaat getirdim ve 6 Ekim’e Paris bileti aldım. Ve ev sahibi kuruluşumdan tren ile ilgili website linki yollamasını rica ettim ve tren zamanı kontrol ettikten sonra herşey hazırdı …

Derken atladım uçağa vardım Paris’e e tabi oradan tren istasyonuna ama demesinler mi bugün grev var Montparnasse gitmen gerek diye… Haydaaa…. Neyse metroyla Paris Montparnasse geçtim ama asıl sorun buradan tren istasyonuna geçebilmekti...
“Neden?” diye sakin sormayin cunku ben yanina 25 kg agirliginda bavul almis acemi bir gonulluydum.

Siz siz olun sakin ha bu hatayi yapmayin!! Size en cok lazim olan seyleri alin sadece yoksa kendinize yuk etmek disinda bi ise yaramaz o yuk! ;)

Fransızların soğuk olduğu İngilizce konuşmak istmedikleri falan külliyen yalandan ibaret…
Evet İngilizce konuşabilen ile karşılaşırsanız eğer şanslısınız ama İngilizce konuşamasalar bile yardım etmek isteyecek kadar sıcakkanlılar… Ve benim o kahrolası bavuluma yardım etmeselerdi belki de hala pariste metro istasyonundan tren istasyonuna geçmeye çalışiyor olabilirdim… :p

Sonunda Paris Montparnasse Tren Istasyonundan Bordeaux aktarmali Montendre tren biletimi almistim. Binecegim trenin kalkis saatinde trene bindim yaklasik 1 saat 20 dk’lık bir gecikmeden sonra trenin arizali oldugu ve 1. Perondaki trene gecmemizi soylediler.
Ve 25 kg.lik saz arkadasim ve ben 19. perondan 1. perona geçtik ve tren yolculuğum başladı J
E tabi ilk tren arıza yapınca aktarma yapacağım tren aman da Sevgi’nin treni arıza yaptı onu bekleyeyim demiyor. Montendre trenini kıl payı yakaladım hatta itiraf ediyorum Bordeaux’ya vardığımda 2. trenimin kalkış saatiydi ve ben hangi perondan kalkacığını öğrenir öğrenmez kostum7. perona fakat tren hareket etmeye başladı ve trenin gitmesi için Ok verir vermez benim bu trene binmem gerektiğini anlatmaya çalıştım; o da bana geç kaldığımı söyledi ve tam o anda bir mucize oldu ve tren durdu! :)
Makiniste neden durdun diye sormaya giderken o…
Bavulumu trene attım ve tabi kendimi de :D

Veee Montendre J

La Maison Des Bateleurs

Her neyseki uçağa binmeden 5 dk önce gönderdiğim e-postayı ev sahibi kuruluşum görmediği için beni almaya tren istasyonuna kimse gelmedi ve istasyon bomboştu ama ve istasyonda sadece bir lise öğrencisi kız babasını onu almasını bekliyordu onunla konuştuk ve o da babası gelince beni arabalarına davet etti.
Ve sonunda ulaştım… J

1 yorum:

  1. Merhaba Sevgi,
    Vize süreciyle ilgili biraz bilgi verebilir misin acaba? Hangi statüdeki vizeye başvurdun? Uzun süreli ziyaretçi vizesine mi?
    Teşekkürler
    Emre

    YanıtlaSil