ispanya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ispanya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ekim 2016 Salı

9 AY DOLDU, DUYGULAR KARMAŞIKLAŞTI


Merhabalar :)
9. ayımı doldururken, en çok duygu karmaşası yaşıyor olduğum vakitler diyebilirim..
Geçen ayki raporumda bahsettiğimiz tiyatro projesini tamamladık; "Generando Territorio". Romanya ve Polonya'dan gelen iki gruba 2 hafta boyunca ev sahipliği yapıp, 2 Ekim'de gerçekleşen festivalimiz için ortak bi' gösteri hazırladık. Konumuz, grupların bulunduğu ülkeler hakkında eski hikayeler, fotoğraflar, şarkılar, filmler araştırıp; araştırdıkları ve etkilendikleri olaylardan gösteri hazırlamalarıydı; sonucunda da herkesin hazırlayıp sunduğu gösterileri, Gregorio (Birlikte çalıştığım yönetmen) bi' araya getirdi. Benim için ilginç bi' süreçti.. 2 hafta boyunca provalarımız İngilizce ilerledi, son zamanlarda kendi gösterim için İspanyolca çalıştık. Festivalde de kendi yazdığım tekstle birilerine İspanyolca seslenmek oldukça duygusal oldu benim için.. Ülkemde olanlara buradan bağırdım, "Özgürlük nerede?" diye..  Ev arkadaşlarımla hazırladığımız çocuk oyunlarımızı da sergiledik festivalde. İyiydi diyemeyeceğim kötüydü diyemeyeceğim gibi.. :) Gruplarla çok kaynaştık, iki hafta boyunca her yemeği birlikte yiyip, her günü birlikte geçirdik. En son vedalaşırken hepimizin gözleri yaşlı, kimimiz hıçkıra hıçkıra ağlıyor vaziyetteydik.. Biz ev sahibi kuruluş olduğumuz için sürekli dikkatli olmamız gerekiyordu, onun dışında tiyatroda süren diğer aktiviteler, açılış kapanışlar, her sabah alışverişler vs.. proje boyunca yine günde 13-16 saat arası çalışmamızı gerektirdi ama edindiğim tecrübeden dolayı mutluyum..


Projenin benim için ayrı bi' anlamı da vardı, bitiminde ev arkadaşlarım da ülkelerine dönecekti ve bu bizim hep birlikte yaptığımız ilk büyük gösteriydi.. 9 ay boyunca çok şey kattık birbirimize, birbirimiz için gerçekten önemli olduğumu hissediyorum, o yüzden haliyle çok duygusal vakitler benim için bu değişim dönemi..  Proje bitti ona üzgündüm, ev arkadaşlarıma veda edecektim ona üzgündüm, bu sırada erkek arkadaşım ziyarete geldi ona acayip sevinçliydim, ev arkadaşlarıma veda ettim ona buruktum, erkek arkadaşımla çok güzel vakit geçirdik ona mutluydum, yeni ev arkadaşım geldi onunla nasıl olacak diye kafa yoruyordum, tiyatroya, eve alışması, O'na bi'şeyler öğretme, eskiyim diye daha çok sorumluluk üstlenme; erkek arkadaşım döndü ona buruktum; duygusal olarak yordu beni bu süreç.. Yeni ev arkadaşım çok çok tatlı bi' İtalyan Allah'tan da, benim için bu değişim dönemini daha kolay kılıyor.. :)
3 ayım kaldı diye çok düşünüyorum bu ara, ayrılmak zor olacak..
Keyifli vakitler, iyi EVSler diliyorum; sevgiyle, heyecanla kalın..

Bahar Akcan - İspanya - 15.10.2016









22 Ağustos 2016 Pazartesi

MELTEM, AGH'DEKİ 3. AYINDA ÇOK MUTLU



Ülke:İSPANYA
Şehir : LLEIDA
Koordinatör Kuruluş : Associació Prosec
Ev sahibi Kuruluş :  Associació Prosec
Proje Adı : Educación en el tiempo libre para niños y jóvenes
Başlama Tarihi : 22.05.2016
Bitiş Tarihi : 21.12.2016


Lleida' dan selamlar :)
Projede  3. ayımı tamamlamak üzereyim. Önceki raporumda bahsettiğim gibi sosyal problemleri olan, kısıtlı imkanlara sahip çocuklarla çalışıyorum. Okulların kapanmasıyla birlikte daha çok zaman geçiriyoruz. Çalışma tempomuz arttı. Haftada iki gün havuza gidiyoruz, aktiviteler yapıp, geziler düzenliyoruz. Yaz aktivitelerinde, benim grubumda geri dönüşüm üzerinden ilerliyoruz çocuklar için hem bilinçlendirici hem de eğlendirici oluyor. Bu dönemde birlikte yemek yiyoruz ve özellikle en küçükler için bunun çok güzel bir fırsat olduğunu düşünüyorum ; her yiyeceğe aşina oluyorlar ve yavaş yavaş adaptasyonları artıyor. Her ne kadar kolay ve eğlenceli gibi gözükse de benim için tamamen yeni bir alan. Çünkü onlarla iletişim kurarken çok dikkatli davranmam gerekiyor, her davranışımız onlar için örnek. Kendilerine rol model seçiyorlar ; hele ki en küçük olanlar, miniklerim   (3 yaş). Bu konu da birlikte çalıştığım eğitimcim bana çok yardımcı oluyor ve iletişimimizi güçlendiriyor.

Çok büyük sorun olmamakla birlikte beni  en çok zorlayan kısım 'dil ' . İspanyolca derslerim devam ediyor, onların tabiriyle "poco a poco" öğreniyoruz . Ama Katalanca - İspanyolca  hatta çoğunlukla Katalanca  konuştukları için anlamaya , ayırmaya çalışmak bir hayli yoruyor. İki dil birbirine benzemekle birlikte , yerli değilseniz tamamen farklı geliyor. İspanya' da proje düşünenler eğer Madrid'e gitmiyorsanız bu karmaşaya hazır olun ;)

Her hafta mentorumuzla toplantımız oluyor ; hem proje için hem sosyal yaşantımız da sürecimizin nasıl geçtiğini , neler yapabileceğimizi konuşuyoruz . Geçen hafta hep birlikte sushi restorantına  gittik. Mentorumuz nasıl yememiz gerektiğini bir Japon edasıyla anlatırken , çubuklarla mücadelemiz hayli zorluydu :) Zaman geçtikçe buradaki herkesle  aile gibi oluyoruz ve onlarla birlikte olduğum için şanslı hissediyorum.

EVS'in sunduğu en güzel fırsatlardan biri de farklı yerler görmek, farklı insanlarla tanışmak , yeni kültürleri yaşamak  tabi ki . Boş bulduğumuz her vakti bizde bu şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Geçen sefer vize başvuru sürecimden bahsetmiştim. Şimdi de daha önce bilmediğim ve İspanya’dan İtalya'ya gitmeden önce  öğrendiğim 'Autorizacion de Regreso' dan bahsetmek istiyorum. Eğer 6 aydan uzun kalacaksanız polise gidip oturum kartına başvuruyorsunuz . Ve  başvurduğunuz anda pasaporttaki vizenin bir önemi kalmadığını söylediler. Kartın çıkması da en az  1 ay gibi bir süreyi buluyor. Eğer bu süre için de siz de benim gibi farklı bir ülkeye gitmeyi  planladıysanız, mutlaka bu Autorizacion de Regreso'nun alınması gerekiyormuş aksi taktirde geri döndüğünüzde ülkeye almama gibi hakları var. Hiç kontrol etmeyedebilirler  ama şans tabi , riske atmamak lazım:)




16 Haziran 2016 Perşembe

BAHAR KENDİ KANATLARIYLA UÇUYOR



İspanya'da EVS yapan gönüllümüz Bahar Akçan'ın 5. ay raporu.
Merhabalar :)

5. ayımı da doldurmuş bulunuyorum bugün.

Her ay çalışma tempom, tempomuz biraz daha artıyor. Bu ay en yoğun vakitlerimden birini yaşadım burada. Geçen ayki raporumda bahsettiğim İtalyan Okulu'na iki hafta boyunca her gün gidip, hem gösteri hazırlama süreçlerine, hem de gösterilerinde ışık ve müziklerini yapmada yardımcı oldum. Bi' sürü çocuğum oldu orada. Sürekli sarılıp, "Gelecek yıl gelecek misin?" diye sordular. Aileleri fotoğraf konusunda önceden uyardıkları için sizlerle fotoğraf paylaşamıyorum bu konuda.

 Bi' yandan çocuklar için projemize çalışmaya devam ederken, bi' yandan tiyatro için promosyonlar, diğer yandan tiyatronun işleri, alışverişleri. Yoğun ama keyifli. :)


Geçen ay Arjantinli bi' grup  ağırladık tiyatroda, bi' hafta boyunca. Gösteri için geldiler ve kalmak için tiyatroyu kullandılar. Bizim için tiyatro salonlarında, kütüphanede (Orada bi' koltuğumuz var) yataklar hazırlamak, onlar için de burada kalmak değişik oldu sanırım. :) Değişik insanlar tanıyoruz, değişik kültürler, bu hoşuma gidiyor.

Bu ay içerisinde Rus Amerikan bi' direktörün "Clown" atölyesine katıldım ve atölye sonunda ufak bi' sunum hazırladık seyirciye. Burada yer aldığım ilk sahneydi, haliyle heyecanlıydım. Her şey yolunda geçti. Mim, palyaço karakteri, doğallık üzerine bi'çok şey öğrendik. Bu  hafta sonu da Japon bi' direktörün meditasyon üzerine olan atölyesine katılacağım.

Geçen hafta bi' tanıdığımızı kaybettik.. Rukiye abla. Ablamın arkadaşıydı, 2 yıldır kanserle savaşıyordu, yenik düştü ardında 2 yaşında kızını ve ailesini bırakarak.. Her sürecini bildiğim için beni çok sarstı.. Buraya geldiğimden beri hiç "Ah Türkiye'de olsam" dememiştim kendime, kendimi zora sokmamak için. Ama böyle zamanlarda insan orada olmak, destek olmak; sevdikleriyle olmak, sevdiklerine sarılmak istiyor.. En büyük korkularımdan birisiydi ben buradayken sevdiğim birini kaybetmek; umarım bi' daha yaşamam. Keşke ölüm hiç yaşanmasa gerçi..

Neyse, sonraki hafta  12 günlüğüne Türkiye'ye gideceğim. Normalde iznimi diğer ülkelere ya da Madrid'in diğer bölgelerine yapmak için kullanacaktım ama, ablam bi' bebek sahibi olacak, yeğen sevgisi ve özlemi ağır bastı. :)

Bu ayki raporuma Rukiye ablanın bi' sözüyle son vermek istiyorum:

"Tek bi' hayat var, kendi kanatlarınla uç.."